Doom Spending Nesli: Kaybetme Korkusu ve Emlak Danışmanlığı"
- Uğur Evcin

- 15 Oca
- 6 dakikada okunur

"Belirsizliğin gölgesinde büyüyen korku, bazen insanı en büyük lüksü bile gözünü kırpmadan satın almaya iter."
Kimi zaman sadece bir çift ayakkabı alarak, kimi zaman pahalı bir tatil planlayarak “aman ya, gelecekte ne olacağı zaten belli değil” duygusuna kapıldığımız oldu mu hiç? Bu duygu, son dönemlerde giderek daha popüler hâle gelen “Doom Spending” kavramının tam merkezinde yer alıyor. Özellikle ekonomik belirsizliğin, siyasi çalkantıların ve yüksek enflasyon oranlarının yoğun hissedildiği zamanlarda, insanlar çaresizlik hissinden kaçmak için kendilerini kimi zaman “ölçüsüz” harcamaların kucağında buluyorlar. İşte, bu “ölçüsüz” veya “karamsarlığa kapılarak kendini şımartma” durumu hem psikolojik açıdan hem de finansal açıdan önemli sonuçlar doğuruyor.
Bu yazıda “Doom Spender” ve “Doom Spending” kavramlarını derinlemesine inceleyecek; psikolojik kökenlerini, gayrimenkul dünyasına yansımalarını ve danışmanların ya da yatırımcıların bu olguyu nasıl yönetebileceklerini konuşacağız. Son bölümde de zihniyet dönüşümü için pratik öneriler ve aksiyon adımları sunarak okurlarımıza bir rehber niteliğinde yol göstereceğiz.
1. “Doom Spender” ve “Doom Spending” Nedir?
"Doom Spending (Kıyamet harcaması), bir kişinin ekonomik durum ve geleceği hakkında kötümser hissettiği için kendini rahatlatmak amacıyla düşüncesizce alışveriş yapmasıdır."
Doom Spender, geleceğe dair karamsarlık ve kontrol kaybı hisleri yüzünden, “Bari şimdi keyfini sürelim” düşüncesiyle harcama yapan kişilere verilen addır. Bu kişi, gelecek hakkında endişeli olduğu için bugünü mümkün olduğunca konforlu ve “tatmin edici” yaşamaya odaklanır. Nasıl olsa ilerisini planlamanın bir anlamı yoktur(!) ve bu duygu onu pervasız ya da aşırı harcamalara itebilir.
Doom Spending ise bu davranışın bizzat kendisini ifade eder: “Kehanetvari” bir karamsarlıkla, kaybetme korkusu ve dış dünyadaki belirsizlik duygusundan kaçmak adına yapılan, genellikle plansız ve aşırıya kaçan alışveriş ve harcamalardır. 2023’de yapılan bir araştırmaya göre, yalnızca ABD’de 1.000’in üzerindeki katılımcının %96’sı ekonominin kötüye gittiğinden endişe ediyor; bu grubun %27’si de “doom spending” ile bu endişeyi bastırmaya çalışıyor.
Psikolojideki Yeri
Doom Spender olgusunu, kısa vadeli haz ve “kendini ödüllendirme” ihtiyacı olarak düşünebiliriz. İnsanlar büyük bir gelecek kaygısı hissettiklerinde, “uzun vadeli hedefler” gözlerinde anlamsız görünmeye başlayabilir. Dolayısıyla, “pek bir gelecek umudum kalmadı; o hâlde ben de bugün alabileceğimin en iyisini alayım!” düşüncesi yükselir. Bu duygu durumu, anksiyete ve stresi bastırmak için dopamine dayalı bir anlık tatmin arayışını tetikleyebilir. Kısa süreli “kaçış” hissi yaşasalar da orta ve uzun vadede artan kredi borçları, gelecek planlarının daha da zora girmesi gibi istenmeyen sonuçlarla yüzleşmek kaçınılmaz olur.
2. Doom Spender’ların Harcama Alışkanlıklarına Etkileri
"Hemingway'in 'Güneş de Doğar'da yazdığı gibi: 'Nasıl iflas ettin?' diye sordu Bill. 'İki şekilde,' dedi Mike. 'Yavaş yavaş, sonra birdenbire.' Kıyamet harcaması 'yavaş yavaş' kısmıdır. 'Birdenbire' ise müzik kesildiğinde gelir."

Doom Spender bir kişi, kendini anlık doyuma ulaştırmak için lüks seyahatler, marka kıyafetler, gereksiz (ya da yatırım geri dönüşü olmayan) giderlere yönelebilir. Sosyal medyadaki “FOMO (fear of missing out - fırsatları kaçırma korkusu)” kültürü, akran baskısı ve anlık mutluluk hisleri bu döngüyü daha da körükler.
Bu harcama alışkanlıklarının temelinde:
● Gelecek Korkusu: Ekonomik belirsizlik, yüksek enflasyon, işsizlik gibi durumlar “Zaten ileride zengin olamayacağım” düşüncesini güçlendirir.
● Kontrol İhtiyacı: Kişi, dış dünyada kontrol edemediği birçok şey olduğunu hisseder. Buna karşılık, alışverişte “seçme özgürlüğü ve gücü” vardır.
● Haz Mekanizması: Ani harcamalarla gelen “dopamin salgısı”, gerginlik ve kaygıyı geçici olarak hafifletir. Ne yazık ki bu ‘hafifleme’ kısa sürer.
3. Doom Spending’in Emlak Sektörüne Yansıması
"Ancak gerçekte olan şu ki, bu size gelecekte daha az kontrol imkanı verir, çünkü eğer o parayı biriktirip yatırırsanız... belki bir ev bile satın alabilirsiniz."

Emlak danışmanları ve yatırımcılar için bu olgunun ortaya çıkardığı hem zorluklar hem de fırsatlar var.
3.1 Zorluklar
● Finansal Olgunluk Eksikliği: Doom Spender’lar bazen bütçelerini aşarak kredi limitlerini dolduruyor ve konut kredisi gibi büyük finansal sorumluluklara girecek durumda olmuyorlar.
● Kararsızlık ve Hızlı Vazgeçme: Doom Spending yapmaya eğilimli kişiler, emlak yatırımı gibi uzun vadeli bir kararı “nasıl olsa hayal gibi” diye kolayca göz ardı edebilirler.
● Öncelik Kayması: Ev sahibi olmak, tasarruf yapmak veya emeklilik planları, “nasıl olsa gelecekte işim zor” düşüncesiyle önemini yitirebilir.
3.2 Fırsatlar
● Danışmanlık Değeri Artışı: Emlak profesyonelleri, “doom spending” içgörüsüyle hareket eden müşterilere doğru psikolojik rehberlik sağladıklarında fark yaratabilirler.
● Bilgi ve Eğitim Odaklı Yaklaşım: Duygusal dalgalanmaları yönetebilecek eğitimler, seminerler ve danışmanlık desteği ve bununla ilgili içerikler üretmek, potansiyel müşterileri ikna ve yönlendirme süreçlerinde sizin öne çıkmanıza katkı sağlar..
● Uzun Vadeli Ortaklık: Kısa vadeli harcama dürtüsünün yerine, güvenilir danışmanlık ile uzun vadeli yatırımın getirileri vurgulanarak güçlü bir müşteri-danışman ilişkisi kurulabilir.
4. Doom Spender’larla Nasıl İletişim Kurulmalı?
“Kıyamet harcamasını aşmak istiyor ve bu yolda hedef kitlenize destek sunmak istiyorsanız, insanların para ile ilişkisini anlamanın önemini vurgulayın. Parayı anlamadan, harcamalarını kontrol edemezsin. Çünkü cebindeki para değil; paraya bakış açın seni zengin veya fakir eder.”

Bir emlak danışmanı olarak, bu bireylerle iletişim kurarken dikkat etmeniz gereken bazı stratejiler şunlardır:
Empatiyi Harekete Geçirin: “Har vurup harman savurmayı” doğrudan eleştirmek, insanların savunma mekanizmalarını harekete geçirir. İlk adım, onların kaygı ve endişelerini içtenlikle anlamaya çalışmaktır.
Gerçekçi Örnekler Sunun: Konut sahibi olmanın ya da farklı yatırım araçlarına yönelmenin, “geleceğin belirsizliği” duygusunu nasıl hafifletebileceğini anlatın. Kredi ödeme planı, kira getirisi, getiri oranları gibi somut bilgiler paylaşarak belirsizliği azaltın.
Kısa ve Uzun Vadeli Hedefleri Birleştirin: “Şimdi harcıyorum; çünkü gelecekte bir şey kazanamayacağım” düşüncesiyle hareket eden bu kitleye, doğru planlandığında gelecekte ev sahibi olmanın erişilebilir bir hedef olduğunu gösterin. Kısa vadede küçük kazanımlarla (yan gelirlerle) motive edip uzun vadeli hedeflerle bağlantı kurun.
Kişiselleştirilmiş Finansal Danışmanlık: Doom Spender’lar, finansal okuryazarlıkta zayıf olabilirler. Gelir-gider dengesi kurma, finansal yönünü iyileştirme ve olası ekonomik senaryolara hazırlıklı olma noktasında hedef kitlenize değer katın.
Duygusal İkna Yöntemlerini Kullanın: Geleceğe dair iyimser örnekler, “başarı hikâyeleri” veya “ben de yapabilirim” hissi verecek senaryolar, bu kişilerin motivasyonunu güçlendirir.
5. Psikolojik Engelleri Tespit Etme ve Sağlıklı Yatırım Kafasına Dönüştürme
"Borçlanmak, getiri sağlamazsa yük olur. Unutmayın ki, borçlanmak ancak daha çok para kazandırıyorsa mantıklıdır."

Doom Spender’ların birçoğunda, çocukluktan gelen “para güvensizliği” veya aile içi para yönetimi eksikleri olabilir. Hatta bazıları, “Zaten ailem de asla tasarruf edemedi” diyerek benzer bir döngüye girebilir. Danışman olarak bu kişilerin maddi durumlarını, gelir düzeylerini, borç kapasitelerini ve ödeme alışkanlıklarını anlamak kritik önemdedir.
5.1 Tespit Yöntemleri
● Açık Uçlu Sorular: “Gelecek planların neler?”, “Ev almayı düşündün mü? Neden bunu istiyorsun?”, “Birikim yapma konusunda neler hissediyorsun?” gibi sorularla para psikolojisine dair ipuçları yakalayabilirsiniz.
● Gelir-Gider Analizi: Aylık harcamalarını nasıl kontrol ettiklerini (ya da etmediklerini) öğrenmek için basit bir tablo veya uygulama kullanmalarını önerebilirsiniz.
● Borç ve Kredi İncelemesi: Mevcut kredi kartı limitlerini, borç faiz oranlarını, ödeme geçmişlerini gözden geçirmeleri noktasında onları teşvik edebilirsiniz..
5.2 Sağlıklı Bir Yatırım Zihniyeti İçin Rehberlik
● Finansal Okuryazarlık Eğitimleri: Temel yatırım araçları, maliyet-fayda analizi ve uzun vadede birikim planlaması gibi konularda bilgilendirme yapabilirsiniz.
● Bütçe ve Hedef Belirleme: Küçük adımlarla düzenli birikim yaparak ve gerçekçi zaman dilimlerinde hedef belirleyerek, harcamaların kontrol altına alınması noktasında katkı sunabilirsiniz.
● Duygusal Destek ve Mentorluk: Psikolojik danışmanlar veya koçlarla iş birliği yaparak, “kaygı ve stresle baş etme” becerilerinin güçlendirilmesi noktasında yönlendirme yapabilirsiniz.
6. “Doom Spender” Müşterilerinizle Nasıl Aksiyon Alabilirsiniz?

Burada amaç, hem onların bu stresle başa çıkmalarını kolaylaştırmak hem de onları sağlıklı bir yatırım yolculuğuna yönlendirmektir.
Öncelikle Finansal Farkındalık Yaratın:
○ Basit bir gelir-gider formu veya uygulama önererek, “harcama kalemlerini görünür kılın.”
○ “Pay yourself first” (önce kendine öde) yöntemini anlatarak, her ay düzenli bir şekilde kenara para koymalarını teşvik edin.
Motive Edici Küçük Zaferler Sunun:
○ Küçük, ulaşılabilir yatırımlar veya ufak çaplı gayrimenkul fırsatları (örneğin, bir tarla, küçük bir arsa, ev getirili toprak yatırımı veya düşük bedelli konut) önererek, “Başarabildim!” hissini canlı tutun.
Duygusal ve Teknik Bilgilendirme Dengesi Kurun:
○ Sadece rakamlara boğmak yerine, “kısa vadede mutluluğunu kaybetmeden uzun vadede nasıl kazançlı çıkabilirsin” denklemini anlatın.
○ Arada bir kişisel bakım ve harcama bütçesi önerin ki kendilerini tamamen mahrum hissetmesinler.
Uzun Vadede Güven ve İstikrar Aşılayın:
○ Bugün atılan küçük adımların 3–5 yıl sonra büyük farklar yaratabileceğini, maddi güvence sağlamanın psikolojik huzur getireceğini vurgulayın.
Eğitici Seminerler ve Takip Sistemleri Kullanın:
○ Müşterilerinizle belirli aralıklarla bir araya gelerek finansal durum güncellemesi yapın.
○ Onlara kişisel hedef takibi yaptırarak ilerlemeyi görmelerine yardımcı olun.
7. Kısa Bir Özet ve Pratik Kılavuz
"Endişelerimizi, korkularımızı dindirmek için kıyamet harcaması yapmak, uzun vadeli refahımız için sürdürülebilir bir çözüm değildir. ... Bunun için bir bütçe ayırmak ve uzun vadeli finansal sağlığımız için sağlıklı finansal alışkanlıklar geliştirmeye odaklanmak en iyisidir."

1. Farkındalık:Doom Spender davranışının ardında anksiyete, kaygı, kontrol kaybı ve gelecek korkusu olduğunu unutmayın. Müşterinizin duygusal ihtiyaçlarını anlayarak onlara yaklaşın.
2. Eğitim & Danışmanlık:Finansal okuryazarlığı artıracak ufak bilgilendirmeler, seminerler veya birebir görüşmeler; kredi, bütçe ve yatırım araçları konularında onlara yol gösterecektir.
3. Empatik ve Çözüm Odaklı Yaklaşım:“Madem bu kadar endişelisin, buna uygun birikim ve yatırım yöntemlerini birlikte bulalım” diyerek yönlendirmek, müşterinizle uzun vadeli bir güven ilişkisi kurmanızı sağlar.
4. Küçük Kazanımlarla Motivasyon Sağlayın:Bir anda devasa hedeflerle insanları korkutmak yerine, küçük ama ulaşılabilir yatırım adımları önerin. Başarı hissi, onları uzun vadeli yatırım planlarına bağlı tutar.
5. Sürdürülebilir Harcama Stratejisi:Hem “kendini ödüllendirme” ihtiyacını göz önünde bulundurun hem de gelecek planlarını ihmal etmeyecek bir denge kurarak bütçe yönetimi sağlayın.
6. Takip ve Destek:Birkaç ayda bir durum değerlendirmesi, hedef revizyonu ve moral motivasyon desteğiyle müşterinizi oluşturduğunuz hedefler anlamında yolda tutun.
Son Söz: “Doom Spending”i Fırsata Dönüştürmek Mümkün
Ekonomik ve siyasi belirsizlik, sosyal medya baskısı ve yükselen yaşam maliyetleri birçok genci ve hatta daha ileri yaş gruplarını “doom spending” kıskacına sokabiliyor. Oysa ki “karamsarlığa” kapılıp bugünü yaşamak, uzun vadede keyiften çok pişmanlık getirebilir. Özellikle emlak sektöründe faaliyet gösteren profesyoneller, “doom spender” eğilimli insanlara doğru şekilde rehberlik edebilirlerse hem sosyal hem de ekonomik açıdan değer yaratan, sürdürülebilir yatırımların önünü açabilirler.
Bireylere samimi bir empatiyle yaklaşıp, onlara basit ama güçlü finansal araçlar sunarak, “gerçekçi” gelecek planları yapmaya teşvik edebiliriz. Ve unutmayın, Winston Churchill’in dediği gibi:
“Bir iyimser, her felakette bir fırsat; bir karamsar ise her fırsatta bir felaket görür.”
Biz, emlak danışmanları ve yatırımcılar olarak, bu karamsarlığı fırsata dönüştürmeyi seçebiliriz. Uzun vadeli düşünmek, ancak kısa vadede de psikolojik ihtiyaçları göz önünde bulundurmak, başarıya giden yolun anahtarlarından biri olacaktır.
Haydi şimdi, hem kendiniz hem de danışanlarınız için “doom spending”in ötesine geçip umutla geleceğe bakma zamanıdır! Networking Çemberi oluşturmanın, birbirine değer katarak büyümenin anlamlı olduğunu da ifade ederek, bu yolda hepinize kolaylıklar dilerim.



Yorumlar